Zaliha Erdoğan Peçe
Günümüzde hızla gelişen teknoloji ile birlikte sanat malzemeleri çeşitlenmiş, alternatif yeni malzemeler, çözünürlüğü, yoğunluğu, akışkanlığı, kalıcılığı, kuruma süresi, parlaklığı, kâğıda tutunma ve silinebilme özellikleri birbirinden farklı, ayrı kimyasal tertiplere sahip, yepyeni boya çeşitleri üretilmeye başlanmıştır. Ayrıca kâğıtlar, fırçalar çeşitlenmiş, piyasaya kâğıt ve boya ile olan ilişkisi birbirinden farklı yardımcı medyumlar girmeye başlamıştır.
Kimi zaman boya ile karıştırılarak kullanılan bu yardımcı medyumlar, kimi zaman ise direkt kâğıt üzerine uygulanılabilmektedir. Direkt kâğıt üzerine uygulanılan medyumların bir kısmı kâğıdın dokusunu doldurup, zemini çalışmaya elverişli hale getirmek için kullanılırken, bir kısmı ise kâğıt üzerinde yeni dokular oluşturmak için kullanılmaktadır.
Mevcut malzemelerde meydana gelen bu değişim, minyatür sanatımızı etkileyerek, bu sanatta geçmişten bu yana görülen klasik boyama tekniklerine yenilerinin eklenmesi ile sonuçlanmıştır.
Bugün artık sanatçılarımız karşılaştığı her yeni malzemeyi yeni bir yolun anahtarı olarak görüp, bu farklı malzemelerin birbirleriyle, farklı zeminlerle olan davranışlarını inceleyerek elde ettiği deneyimler neticesinde kendilerine özel yeni teknikler geliştirmektedirler. Bundan dolayıdır ki, “Günümüzde Minyatür Sanatında Kullanılan Boyama Teknikleri” adı altında açılacak alt başlıklara, her sanatçının bir yenisini ekleyebileceği gerçeğini vurgulamamız gerekmektedir.
Günümüzde minyatür yapımında boyar madde olarak çoğunlukla, guaj, akrilik boyalar ile tüp ve taş sulu boyalar tercih edilmektedir. Her boya türü, sahip olduğu özelliğe göre farklı teknikler için kullanılmaya elverişlidir.
Örneğin; akrilik boyalar parlak ve kapatıcı olmaları ve uygulandıkları zemine yapışmalarından dolayı sanatçılar tarafından tercih edilmektedirler. Bu boyalar, uygulandıkları zemin üzerinde kuruduklarında, zemin ile dış yüzey arasında su ile temas halinde çözünmeyen bir katman oluştururlar. Oluşan bu boya katmanı, üzerinde sulu boya ve guaj ile defaten işlem yapılabilmesine olanak sağlar. İşte bu özelliği sebebiyle akrilikler, çoğunlukla zemin boyası olarak tercih edilirler.
Sulu boya ve guaj boyalar ise akrilik boyaların aksine parlak değildirler ve uygulandıkları zemin üzerine yapışmayıp, su ile temas halinde çözünerek yüzeyden çıkıverirler. İşte bu yüzden de sulu boya ve guaj, bu malzeme ile boyanmış bir zemin üzerinde ikinci bir boyama işlemi yapılmasını güçleştirir. Zira bu boyalar ile hazırlanmış zemin, üzerine ikinci bir boyama işleminin yapılması esnasında yüzeyden kolayca kalkabilir ve üzerine uygulanan boya ile renkleri birbirine karışabilir. Bu özellikleri sebebiyle sulu boya ve guaj boyalar zemin boyası olarak akrilik boya kadar tercih edilmezler.
Ancak sulu boyanın sahip olduğu bu su ile temas halinde çözünerek yüzeyden çıkabilme özelliği, onu bir başka boyama tekniği olan tarama ve noktalama tekniği için daha elverişli bir malzeme yapar. Zira sulu boyanın zemine yapışmaması, su ile inceltilebilmesi tarama ve noktalama uygulamalarında daha yumuşak geçişli bir etki sağlar.
Guaj boya ise diğer boyalara nazaran kontör çalışmalarına daha elverişlidir. Zira guaj, akrilik gibi zemine yapışmayıp, su ile temas halinde akrilikle hazırlanmış bir zemin üzerinden kolayca silinebildiğinden, sanatçıya hata yapma şansı tanır. Ayrıca sahip olduğu kapatıcılık özelliği ile şeffaf olan sulu boyaya göre daha koyu ve etkili kontörlerin oluşmasına imkân sağlar. Sahip olduğu bu özelliklerden ötürü guaj, kontör uygulamalarına diğer boyalara nazaran daha elverişlidir. Ancak son zamanlarda piyasaya sürülen yeni nesil pigment yoğunluğu yüksek tüp sulu boyalar, kıvamları ve parlaklıklarıyla kontör çalışmalarında guaj boyadan daha iyi sonuç vermektedirler.
Görüldüğü gibi bir boya, sahip olduğu özellikten ötürü kimi teknik için elverişsiz bir malzeme haline gelirken, aynı özellik onu bir diğer teknik için en elverişli malzeme haline getirebilmektedir. Yine de her sanatçı, deneme yanılma yöntemiyle kendisi için hangi teknikte hangi boyanın daha iyi sonuç verdiğine kendi karar vermelidir.
Boyaların bu özellikleri göz önüne alınarak zeminde uygulanan boyama teknikleri ile zemin boyamanın ardından uygulanacak boyama teknikleri birbirinden farklıdır, denebilir. Ancak kimi teknikler hem zeminde hem de zemin sonrası boyamada kullanılabilmektedirler.
Günümüzde minyatür yapımında kullanılan başlıca boyama teknikleri şunlardır:
- Akıtma Tekniği
- Tarama Tekniği
- Noktalama Tekniği
- Sulandırma Tekniği
- Serbest Fırça Tekniği
- Boyaların Islak İken Birbirleri İçerisinde Dağılması Özelliğinden Faydalanılarak Yapılan Boyama
- Altın ile Boyama
- Kontürleme